Böbrek Kanseri Belirtileri Tedavisi

Böbrek Kanseri Belirtileri Tedavisi

Böbreğin Yapısı ve Fonksiyonları

Böbrekler, omurganın iki yanında, T12 ve L3 omurgaların hizasında yer alan fasulye biçimde organlardır. Sağ böbrek, sol böbreğe oranla 1-2 santimetre daha aşağıda kalmaktadır. Ortalama her bir böbreğin ağırlığı 150-200 gram, ortalama uzunluğu 12 santimetre ve genişliği de 5-6 santimetre civarındadır. Böbrekler yağ ve yumuşak dokudan oluşan böbrek zarı (renal fasia) ile çevrelenmiştir.

Böbreklere gelen kan, sağ ve sol renal arterler yolunu izleyen aortadan gelir. Hillus renalis adı verilen böbreğin iç kenarlarının ortasında yer alan kısım girintili bir yapıdadır ve böbrek sinirleri de bu girintili yapıdan geçer.

Böbreklerin üzerinde endokrin sistemde rolü olan böbrek üstü bezleri yer almaktadır.

Bir böbrek uzunlamasına kesilip incelendiğinde iç kısmında pelvis renalis adlı bir boşluk bulunur ve ayrıca yapı ve renk bakımından birbirinden farklı olan medulla ve korteks isimli iki kısıma sahiptir. İçteki kısım medulla ve dıştaki kısım korteks olarak adlandırılır. İdrar korteksteki glomerül adı verilen kısımda oluşur. Glomerüllerde böbreğin en küçük birimi olan nefronların yapı parçasıdır. Glomerüllerde oluşan idrardan, tüm maddelerin atılması gerçekleşmez. Sadece zararlı olanların atılımı sağlanırken diğer maddeler tekrar emilip kana geçişi sağlanır ve bu olaya da reabsorbsiyon (geri emilim) denilir. Nefronun bazı mineralleri idrarla atma özelliğinin olmasına da sekresyon denir ve böbrek; filtrasyon (süzülme), reabsorbsiyon (geri emilim) ve sekresyon(idrara mineral aktarma) sonucunda idrarı oluşturarak atılımını sağlar.

   Böbrek Kanseri

Böbrek Kanseri Belirtileri Tedavisi

Türkiye’deki Kanser İzlem ve Denetim Merkezinin verilerine göre böbrek kanserleri tüm kanserlerin %1,8’ini oluşturmaktadır. Görülme sıklığı bakımından erkeklerde ve kadınlarda bir ayrım yoktur. Yaşla doğru orantılı olarak bir artış seyri bulunmaktadır.

Böbreğin bening (iyi huylu) tümörlerine çok sık rastlanmamaktadır. Böbrek tümörlerinin büyük bir çoğunluğu (%85’den daha fazlası) kötü huylu (malign) tümörler olarak karşımıza çıkar. Malign tümörlerin en sık görülen formu ise böbrek adeno karsinomudur ve kısaca böbrek kanseri olarak da adlandırılır. Böbrek hücreli karsinomun en sık görülen alt tipi ise berrak hücreli tiptir (%80-90). Son yıllardaki tanı koyma  yöntemleriyle hastanın on yıllık yaşam ömrü %65 civarındadır.

Bunun yanı sıra nefroblastoma, sarkoma ve böbrek dokusu epitelyal tümörleride böbreğin malign tümörleri arasında gösterilir. Nefroblastoma diğer adıyla Wilms Tümörü yetişkenlerde ortaya çıkabiliyor olsa da daha çok çocukluk çağı böbrek kanseri olarak bilinir ve görülme yaş aralığı %65 oranla 1-5 yaş aralığındaki çocuklardır.

İyi huylu formlarına örnek olarak, lenfanjioma, lipoma, medullar fibroma, adenoma ve leiomiyomalar örnek olarak gösterilebilir.

Böbrek kanserinde tümör doku tipine göre bazen yavaş  bazende daha hızlı büyüme gösterir ve üç yolla yayılır. Bunlar; direkt yayılım, kan yoluyla yayılım ve lanfatik yayılımlardır. Tümör en sık olarak akciğerlere metastaz yapmaktadır. Diğer yayılım yerleri ise karaciğer, kemik, deri, dalak, böbrek toplar damarları ve beyindir.

Tümörün büyüklüğü metastatik özellik bakımından ön bilgi vermektedir. Boyuttaki her 1 cm’lik artış metastatik yayılım açısındangibi risk faktörünü beraberinde getirir. Tümörün 2 cm veya daha küçük yapıda olanlarında herhangibir metastaz görülmezken bu oran 3 cm’lik tümör boyutuna geldiğinde %5 metastaz oranıyla sonuçlanır.

   Böbrek Kanseri Belirtileri – Bulguları

Böbrek tümörlerinin yaygın olarak bilinen üçlü bulgusu vardır. Bunlar; hematüri (idrarda kanama), ağrı ve kitledir. Bunların dışında halsizlik, kilo kaybı, anemik (kanama kaynaklı kansızlıklar) bulgular, ateş ve bulantı, kusma görülebilir. Böbrek tümörlerinin bir çoğu rastlantısal olarak keşfedilir bu tüm böbrek tümörlerinin %50’sini oluşturur.

   Hematüri: Ağrısız, ani ve çoğu kez şiddetli kanamalar şeklindedir ve aralıklıdır.

   Ağrı: En önemli belirtilerin başında gelmektedir. Fakat ağrılar sıklıkla ilerlemiş vakalarda ortaya çıkar. Ağrı; tümör kitlesi, tümörün iç kanamaları, büyüyen tümörlerin etraf sinirlerine bası yapması ya da kanama sonucu oluşan pıhtının üreteri tıkamasıyla ortaya çıkar. Pıhtının üreteri tıkaması sonucuyla kolik (sancı) tarzında görülür.

   Kitle: Bazen geç bazen de ilk bulgu olarak karşımıza çıkabilir. Tümör büyük boyutlara ulaşınca karın yapısının sitriğini bozar ve bu durum gözle fark edilir bir hale gelir.

  Böbrek Kanseri Teşhis Yöntemleri

Sıklıkla tümörün tespiti için ultrasound, bilgisayarlı tomografi (BT) ve magnetik rezonanstan (MR)’dan yararlanılır. Görüntü elde edildikten sonraki aşama biyopsi örneği alınarak tümörün karakterinin belirlenmesidir. BT ve MR tümör hakkında; tümörün nerede lokalize olduğu ve büyüklüğü, büyümüş bir lenf nodunun olup olmadığı, etrafındaki komşu organlara bir yayılımının olup olmadığı ve idrar yolunun kanserli kitleden etkilenme ihtimali hakkında bilgi verir. Ayrıca hastada akciğer metastazı düşünülüyorsa ‘Toraks BT’ istenebilir. Toraks vücudun akciğerlerini kapsayan bölümüne verilen addır.

Tümörün evrelendirilmesi yapılırken kanser evrelendirme kriteri olan TNM (Tümör Nodül Metastaz) yöntemi kullanılır.

   Böbrek Kanseri Tedavisi

Böbrek tümörlerinde en yaygın tedavi yöntemi olarak böbrek çıkarılması (nefrektomi) vardır. Sıklıkla uygulanan yöntem radikal nefrektomidir. Bu; böbreğin, böbrek üstü bezinin ve etrafındaki yağ dokusunun total olarak çıkarılmasıdır. Operasyon öncesinde tümörün küçültülmesi maksatlı olarak radyoterapi uygunabilmektedir. Günümüzde sıklıkla açık ameliyat tercih ediliyor olsa da kapalı (laparoskopik) yöntemle de ameliyat yapılabilinir. Laparoskopik ameliyatla kameralı bir ileti sistemini hastanın böbreğini gösterecek şekilde içeri sokulmasıyla gerçekleştirilir. Her kanser ameliyatında olduğu gibi böbrek tümörlerinde de çıkan kanserli doku örneği pataloji laboratuvarında incelenmek üzere gönderilir. Kanserin agresiflik karakterinin saptanmasında bu zorunludur. Çoğu uzman tarafından uygulanmayabilir.

Böbrek tümörlerinin tedavisinde immüno terapinin olumlu sonuçlar verdiği de görülmüştür. Bağışıklık sisteminin uyarılmasına dayanan bu tedavi şeklinde sıklıkla BCG ve interferon isimli maddelerden faydanılmaktadır. Bu konuda ki çalışmalar halen devam etmektedir.

Tags: , , ,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.