Stent, damar açmak için kullanılan 3-4-5 mm çapında 1-2 cm uzunluklarındaki çelik kafes ya da kalıptır. Daha çok paslanmaz çelikten yapılır ama farklı materyallerden yapılanları da vardır. Çıplak ve ilaç kaplı olmak üzere iki türlüdür. Riskin büyük olduğu hastalarda damarı daha uzun süreli açık tutması için ilaç kaplı stent kullanılır. Çıplak stendin takıldığı damarın tıkanma oranı % 20-30 iken ilaç kaplı stentlerde bu oran sadece % 3 ila % 10 arasında değişmektedir. Bir de son teknoloji olarak vücutta eriyebilen türü icat edilmiştir. Bunların üretildikleri malzeme itibariyle zamanla konuldukları damar içinden kaybolurlar. Ne çeşit stent takılacağını hekim hastanın ihtiyacına göre belirler. Stent takıldıktan sonra metal olmasından ötürü kanda pıhtılaşma olabilir. Bu olası durum için ilaç tedavisi uygulanır. Bundan sonraki süreçte de hasta sürekli hekim kontrolünde olmalıdır.
Aşırı kilolu olmak, fiziki anlamda hareket eksikliği, alkol ve sigara kullanımı, şeker, frengi ve gut hastalığı, psikolojik bozukluklar, aşırı yağlı beslenmeyi tercih etme, kanamalardan kaynaklanan problemler, kandaki demir eksikliği gibi çeşitli sebeplerle damar tıkanıklıklarından ziyade daralma olmuş damarları genişletmek için kullanılır.
Aşağıdaki Bulguları Hissediyorsanız Stent Takılması Gerekebilir
1. Sağ Kolda ve sağ bacakta kuvvet kaybı, hissizlik, uyuşma
2. Ayaktayken denge bozukluğu
3. Baş dönmesi, unutkanlık, geçici görme ve konuşma kaybı
4. Daha ileri boyutlarında bayılmalar yaşanır daha da ötesi felç gelir
5. İlerlemiş yaş
Öncelikle stent vücudu komple saran ve vücuttaki kan dolaşımını sağlayan damarların vazifelerini daha sağlıklı yapmaları için genel olarak damar içlerinde kullanılır. Organ bazlı olarak da:
Kalbi besleyen koroner damarların darlıklarında,
Böbreklerde,
Beyin damarlarında,
Bacaklarda,
Yemek borusunda,
Safra yollarındaki damarların yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı daralmalarında kullanılır.
Bütün bu yazdıklarımızın takibi için bir kalp damar cerrahı, kardiyolog, nörolog, beyin ve nöroşirurji cerrahına görünmeyi ihmal etmeyiniz. Tedavinizin takibi teşhisi kadar önem arz etmektedir. Artık tıp çok ilerledi. “Bir şey çıkar aman başıma iş açılır, bana birşey olmaz” yanılgılarıyla kendinizi kandırmayınız.
VÜCUDUNUZUN BELİRTİLERİNE DUYARLI OLUN Kİ O DA SİZE CEVAP VERSİN!
Bağışıklık Sistemi, vücudumuzun savunma fonksiyonlarını yerine getiren, oldukça spesifik ve karmaşık bir sistemdir. Bağışıklık sisteminin gelişmesi ve devamlılığının sağlanmasında gıdalarla…
Anoreksiya nervoza 'ya eşlik eden bozulmuş beden imajı çeşitli araçlarla değerlendirilebilir; bu araçlardan en sık kullanılan Yeme Bozuklukları Envanteri'dir. Anoreksik…
Hayvan Davranışlarının Psikolojik Temelleri; Bu gruplardan ilki; biyolojik alt yapılıdır ve genlerin kontrolünde içgüdüsel olarak gerçekleşir. Diğer grup ise; sonradan…
Alzheimer' in bilinen kesin bir iyileştirici tedavisi yoktur. Fakat doğru uygulanacak olan bir tedavi süreci ile hastalık büyük ölçüde kontrol…
Akciğer Kanseri, pulmoner kökenli heterojen bir grup kanserdir. Akciğer kanserinde temel amaç insanlar risk faktörlerinden (belirli mesleki maruziyetler yanında ilk…
Crohn hastalığının başlama yaşı genellikle 20- 30 yaşları arasındadır. Ancak crohn hastalığı aynı zamanda çocukluk döneminde de görülmektedir.
This website uses cookies.