Açıklanamayan Kısırlık Nedir?
Kısırlık (İnfertilite) çocuk sahibi olamama, evli çiftlerin yaklaşık yüzde 15’nin karşılaştığı bir sorundur.
Kısırlığın kaynağına bakılırsa,
- Yüzde 30-40 sadece kadına bağlı olan nedenlerle,
- Yüzde 30 sadece erkeğe bağlı olan nedenlerle,
- Yüzde 20 eşlerin her ikisine de bağlı olan nedenlerle,
- Yüzde 15-20 ise ne erkek ne de kadına bağlı olduğu tespit edilememiş nedenlerle
meydana geliyor.
İşte bu son gruba açıklanamayan kısırlık deniyor.
Günümüzde sebebi açıklanamayan veya sebebi bilinmeyen kısırlık ile çok sık karşılaşılıyor. Aslında yaş ilerledikçe açıklanamayan kısırlık oranlarında artış görülmekte. Bu tip çiftlerde hem anne adayına hem erkeğe uygulanan tüm tahlil ve incelemelerde normal sonuç alınıyor.
Yirmili yaşlardaki bir anne adayı genel olarak iki üç ayda gebe kalabilir. Bir yıllık evlilik süresinde bu oran yüzde 85’lere çıkar. Bu nedenle herhangi bir şekilde anne adayı gebe kalamamışsa tetkik ve incelemelere başlamak için en az bir yıl beklenmelidir. Eğer çiftlerden birinin üreme sistemi ile ilgili bir rahatsızlığı varsa, bu sürenin beklenmesi gerekmez. Anne adayı 35 yaşın üzerinde ise bekleme süresi altı aydan fazla olmamalıdır.
Anne adayının gebe kalıp kalamayacağını önceden bilmek mümkün değildir. Hiçbir doktor ya da uzman, hiç kimseye çocuğun olmaz ya da olur garantisi de veremez. Ancak bazı durumlar var ki, örneğin testislerin olmaması, yumurtalıkların olmaması gibi, bu durumda doğal olarak gebe kalınamayacağı bellidir.
Vücut yapısı olarak hiç bir sorun olmasa bile ve korunmasız olarak geçirilen bir yılın sonunda çiftlerin yüzde 15’inde açıklanamayan bir şekilde kısırlık sorunu çıkabiliyor.
Yapılan tüm tetkikler ve incelemelere rağmen nedeni anlaşılamayan bir kısırlık söz konusu olduğunda, eğer en az iki yıllık bir sürede gebe kalınamamışsa, genel yaklaşım çiftlerin tüp bebek tedavisine yönelmesini sağlamaktır. Bir ikinci yaklaşım ise aşılama tedavisi uygulamaktır.
Burada anne adayının yaşı çok önemlidir. Özellikle anne adayının yaşı 30’u geçiyorsa bundan sonra hangi tedavi yöntemi uygulanırsa uygulansın başarılı olma olasılığı düşecektir.
Sebebi açıklanamayan kısırlığı olan bir çiftin, aşılama tedavisi veya tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerine başvurmadan önce neler yapmaları gerekir?
- Erkeğin dölleme kapasitesi düşük görülmüşse, doktorun önereceği antioksidanların düzenli olarak kullanılması.
- Anne adayının dölleme kapasitesi azalmış ise doktorun önereceği antioksidanların düzenli olarak kullanılması.
- Spermin antikorlara karşı daha güçlü olmasını sağlayacak ilave tedavilerin alınması.
- Erkeğe, sperm sayısını ve harketliliğini artıracak doğru davranışların öğretilmesi.
- Anne adayının üreme sisteminin bozulan pH değerinin düzenlenmesi
- Kullanılıyorsa sigara ve alkol alışkanlığının terk edilmesi.
- Rahim ağzı dokusunun akışkanlığını düzenleyecek etkinlikteki maddelerin kullanılması.
- Rahim ağzı salgılarında bulunan antikorların sperm canlılığını engelleyecek tedavilerin alınması
- Spermde ve rahim ağzı dokusunda bulunan allerjik etkenlerin ortadan kaldırılması.
- Kullanılıyorsa sigara ve alkol alışkanlığının terk edilmesi.
- Birleşmenin olmadığı günler için doktorun öngöreceği doğru davranış modeline uyulması.
- Doktorun vereceği birleşme takvimine uyulması.
Son zamanlarda, bilimsel verilerin ışığında genel yaklaşım, çocuk sahibi olamayan anne ve baba adaylarının değerlendirilmesi ve doğrudan tüp bebek gibi yardımcı üreme yolarına başvurulmaması şeklindendir.
Nedeni açıklanamayan bir kısırlık varsa, çiftlerin aşılama tedavisi ya da tüp bebek yöntemine yönlendirilmesi aşamaları, titizlikle ve basamak basamak gerçekleştirilmektedir.
Çünkü sebebi açıklanamış olsa da çoğu zaman basit veya geçici etkili bir neden kısırlığa yol açmış olabilir. Bu çiftlerin bir kısmında, hiç bir tedavi desteği alınmaksızın zaman içinde kendiliğinden gebelik gerçekleşebiliyor.
Açıklanamayan nedenler yüzünden çocuk sahibi olamayan çiftlerin, tedavileri hakkında mutlaka profesyonel destek alınması gereriyor.