Kanser Nedir Kanser Türleri Nelerdir

Kanser Nedir Kanser Türleri Nelerdir

Kanser nedir ?

Kanser günümüzün en büyük sağlık sorunlarından biridir. Bundaki en büyük etmen, 2008 yılında yapılan bir araştırmada ki kansere yeni yaklanan hasta sayısının tüm dünyada, bir yıl içinde 12,5 milyon civarında olmasıdır. Günümüzde ise bu sayısının çok daha fazla olduğu bir gerçektir.
Kanser türlerinin coğrafi bölgeler üzerinde ki dağılımları tam net yapılamamış olsa da, örneğin özefagus kanseri; Orta Asya ve Arap Yarımadası’nda, mide kanseri; Doğu Avrupa, Rusya, Japonya ve Latin Amerika’da, karaciğer kanseri; Afrika ve Güneydoğu Asya’da, prostat kanseri; İsveç’te, mesane kanseri; Mısır, Irak ve Sudan’da en yüksek oranda görülmektedir. Türkiye’de ise akciğer kanseri, prostat kanseri ve meme kanseri en sık görülen kanserler arasındadır. Bu dağılımlar kanserin ırkla olan ilişkisini ortaya koyar.
Kanser kelimesi, Latince “corcinos” sözcüğünden gelmektedir. Corcinos; türkçe karşılığı yengeç olan malign tümörlere(kötü huylu) verilen addır. Bir çok onkoloji hastanesinin önünde dev yengeç heykellerini görme sebebimiz budur. Tümör adı, yine latince “tumor” sözcüğüdür ve türkçe karşılığı şişlik, ur gibi anlamlara gelir. Tümörler iki ana grup altında toplanmaktadır.

Benign (selim = iyi huylu) tümörler:

Bu tümörlerin büyüme potansiyelleri sınırlıdır ve sadece bulundukları bölgede büyürler. Vücudun başka doku ve organlarına yayılım göstermezler. Benign tümörlerin çoğunlukla etrafları kapsüllüdür ve eksize (çıkarılma) edilmeleri kolaydır.

Manign (habis = kötü huylu) tümörler:

Kanser Nedir Kanser Türleri Nelerdir

Hızla çoğalarak, çevresindeki dokulara yerleşen, kan ve ya lenf sistemi yoluyla vücutta metastaz yapan (başka doku ve organlara sıçrayan) tümörlerdir.
Tümörler; vücutta yeni ve aniden ortaya çıkan oluşumlar olarak değerlendirilir. İşte bu tümörlerin manign olanlarına verilen isimdir kanser.
Kanser bir hücre çekirdeği hastalığıdır. Vücut hücreleri yenilenirken, bir anlamda bölünerek çoğalırken, dış etkenlere (X ışınları, kanserojen etkenler.. gibi) açıktır. Bu bölünme sırasında DNA sentezinde oluşan değişiklik ile ortaya çıkan atipik (farklı) hücreler kontrolsüz olarak çoğalan kanserli hücreleri meydana getirir. Kanserli hücreler genetik yenilenme sırasında DNA’ sı mutasyona uğramış, insan direncini yenebilen bir biyolojiye sahiptir.
Kanserli hücre salgıladığı toksik enzimler sebebiyle sağlıklı vücüt hücrelerini eriterek yok eder. Kendine böylece yeni yer açarak hızla ilerler. Kanserin vücutta başka doku ve organlara sıçramasının sebebi birbirlerine olan tutunma azlığıdır. Kolayca birbirlerinden kopup lenf ve kan yoluyla başka bir organa tutunarak üremeye devam ederler. Akciğer kanserinin kemiğe sıçraması gibi örnekler bu şekilde oluşur.

Kanser türleri nelerdir?

Kanserler, tutunma yerleri ve yaptığı hastalıklı sonuca göre sınıflandırılırsa 100’den fazla çeşidi olduğu söylenebilir. Bunların ülkemizde görülme sıklığı en fazla olanlar şunlardır;

1. Akciğer kanseri:

Normal akciğer dokusunda ki hücrelerin kontrolsüzce artarak oluşturduğu ve bir tümör meydana getirdiği kanser türüdür. Erkelerde görülme sıklığı en yüksek olan kanser türüdür. Temel neden sigaradır ve tek başına hastalığın oluşma sebebinin yaklaşık % 90’ını oluşturur. Bu kanser en çok maden işçileri gibi asbeste (tozlara) maruz kalanlarda, kimyasal maddeler ile teması cok olan temizlik işçilerinde, ailede akciğer kanseri öyküsü bulunanlarda ve daha önceden geçirdiği bir akciğer hastalığından sekel (iyileşmiş ölü doku) kalmış kişilerde daha sık görülebilir. Ne yazık ki hastalık ileri evre olana kadar tanı konmamış olabilir. Başlangıç evresinde kendini belli etmediğinden en tehlikeli kanser türlerindendir.

2. Prostat Kanseri:

Erkeklerde bulunan prostat organından salgılanan PSA isimli proteinin kanda ki değerinin 4′ ten büyük oluşu tanı koymada en önemli kriterdir. Kanserleşmiş prostat dokusundan kontrolsüzce fazla miktarda PSA proteini salgılanır. Prostat kanserinin oluşma sebebinde her ne kadar ırk ve genetik faktör etkileyici olsa da, “yaş” en geçerli kabul edilmiş  risk faktörüdür. Prostat kanserlerinin %85’ini 65 yaş üzerinde ki erkekler oluşturmaktadır.

3. Meme Kanseri:

Kadınlarda en sık görülen ve en sık ölümle sonuçlanan kanser çeşididir. Ortalama görülme yaşı 45-50 arasında değişkenlik gösterir. Ülkemizde ki meme kanserlilerin sadece %20’si 40 yaş altı kadınlardır. Bu sebeple 40 yaş üstü kadınların her yıl bir kez mamografi çektirmesi çok önemlidir. Tanının konmasında elle yapılan meme muayenesinin önemi büyüktür. Elle hissedilebilen bir kitle olduğunda doktor gerekli görürse hastadan mamografi, MR, ultrasound gibi radyolojik tanı yöntemleri veya biyopsi (tümörlü dokudan parça alma) isteyebilir.

4. Mide Kanseri:

Ülkemizde en sık görülen kanserler arasında 4. sırada yer almaktadır. Erkelerde ki görülme sıklığı kadınlara oranla daha yüksektir. Beslenme alışkanlıklarında ki kötü etkenler bu riskin yükselmesine sebep olur. Mide ağrısı, iştahsızlık, şiddetli ve ani kilo kayıpları, kusma ve yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösteren bu hastalığın en baş tanı yöntemi endoskobidir.

5. Cilt Kanseri:

Bu kanser türünün diğerlerinden farklı olarak teşhisi daha kolay olabilmektedir. Kişi cildindeki kaşınma, renk değişikliği, benlerinin sayısının artması , şekil değiştirmesi veya büyümesi gibi nedenlerde karşılaştığında bir cildiye uzmanına görülmelidir. Şüpheli durumlarda alınan biyopsi ile tanı koymak kolaylaşır. Tedavide cerrahi operasyon ile kanserli bölgenin uzaklaştırılması, radyoterapi, küretaj (kazıma) ve lokal kemoterapi gibi yöntemler uygulanır.

6. Rahim Kanseri:

Kadınlarda rahimin iç tabasında ki endometruyum adlı bölgesine tutulum yapan kanser türüdür. Görülen en sık belirti düzensiz adet kanamalarıdır. Şüpheli durumlarda tanı koymada ki yöntem genellikle küretajla elde edilen materyalin incelenmesiyle ortaya çıkar. Hastaların sadece yaklaşık ‘nun da kalıtsal faktör tespit edilmiştir. Radyoterapi, kemoterapi, cerrahi operasyonve hormon tedavisi bu kanser türünde tedavi edici yöntemlerdir.

7. Pankreas Kanseri:

Pankreas kanseri tanılama evresinde en çok zorlanılan kanser türü olarak karşımıza çıkar. Sebebi hastalığın belirtilerinin başka tür rahatsızlıklarla benzerlik göstermesidir. Hastalığın tanılanmasında en çok bilgisayarlı tomografi yöntemine başvurlur ve %95’e varan bir doğruluk elde edillir. Kan testleri de ayırt edici tanılamada önemlidir. Tedavisinde cerrahi operasyonlar, radyoterapi ve kemoterapi gibi yöntemler vardır.

8. Kan Kanseri (lösemi):

Kan kanseri vücudun kan yapımında ki görevli sistemin hasarlanması ile kendini gösterir. Kanda çok sayıda oluşan kanserli malign hücreleri,  zamanla sağlıklı ilik hücrelerinin yerini alarak kemik iliğinde bir yıkıma neden olur ve vücudun savunma sistemini baskılayarak kişiyi enfeksiyonlara açık hale getirir. Vücutta gerekli olgunluğa ulaşmamış, büyüyememiş çok sayıda kan hücresi oluşur ve bunlar kan yoluyla yayılarak organlarda yıkım meydana getirir. Lösemilerin bir çok çeşidi vardır. Bunlardan ALL, AML yeni oluşanlar, KLL, KML kronik olanlardır. Hastalığın tedavisinde, hastalık tipine ve evresine göre; radyoterapi, kemoterapi, bağışıklık sistemini kuvvetlendirme yani immünoterapi ve kemik iliği nakli gibi yöntemler uygulanır.

9. Kolon Kanseri:

Kalın bağırsak olarak da bilinen bu organda oluşmuş kanser türüdür. Ailesel yatkınlık ve kötü beslenme alışkanlığı hastalığa neden olan en büyük iki etkendir. Çoğunlukla başlangıçta kendini yorgunluk, kilo kaybı, karında dolgunluk hissi gibi belirtilerle gösterir. İlerleyen evrede kalın bağırsağın daralmasına bağlı olarak meydana gelen ve süreklilik arz eden bir kabızlık sorunu ortaya çıkar. Hastalığın tanısının konmasında kolonoskobi en basit yöntemdir. Hastanın bağırsak yapısı görüntülenerek süpheli bölgelerden parça alınıp incelemeye (patolojiye) gönderilir. Tedavisi diğer kanser türlerinde olduğu gibi ışın tedavisi (radyoterapi), cerrahi operasyon ve çoğu zaman bu yöntemlerle birlikte kullanılan kemoterapidir.

Bu kanser türlerini dışında böbrek, mesane, karaciğer, göz, beyin, testis gibi tutulum yerine göre farklı isimler alan kanserler de vardır. Genel itibariyle kanserlerin yayılım şekli, tanı ve tedavileri benzerlik göstermektedir. Nedeni hala bilinmemekte olup, riskleri azaltmak ve kontrol altına almak bizim elimizdedir. Alınması gereken belli başlı önlemler ile riskler en aza indirilebilir. Bu önlemler;

  1. Sigaradan ve pasif içicilikten uzak durmak
  2. Dengeli ve yeterli bir beslenme alışkanlığı kazanmak, paketli ürün tüketimini azaltmak
  3. Alkol tüketimi varsa en aza indirmek
  4. Egzersiz yaparak aktif yaşama katılmak, beden kitle indeksine göre normal sınırlarda bir vücut ağırlığına sahip olmak
  5. Güneşin zararlı ışınlarından korumak
  6. Virütik hastalıklardan korunmak, kaçınmak
  7. Her konuda kendini kanserojen etmenlerden uzak tutmak, şeklinde sıralanabilir.

 

Tags: , ,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.