PCR Testi Nedir Nerede Yapılır
PCR testi genel kullanım maksadıyla DNA ve RNA tanımlama testi olarak adlandırılabilir. Bu testin günümüzde en çok kullanıldığı alanların başında Patoloji anabilim dalı ile Genetik Fizyoloji alt bilim dalı gelmektedir.
Patolojide PCR testinin kullanım amacı çoğunlukla hastalık etkeninin teşhisine yöneliktir. Çok nadir olarak da etken toksikasyon ölçümü için kullanılır. Bilinmeyen bir hastalık ile hastaneye yatırılan bireylerin verdikleri örnekler PCR yöntemiyle sınıflandırılarak hastalık etkeni bulunur. Günümüzde kırım Kongo kanamalı ateşinden, domuz gribine kadar pek çok klinik bulguları diğer hastalıklara benzer ancak seyri ölümcül olabilecek hastalığın tespitinde bu yöntem kullanılmaktadır. Ülkemizde PCR testi yapılan laboratuvarlar yaygın değildir. Genellikle büyük üniversite hastanelerinin ve özel kliniklerin bazılarında ve Hıfzıssıhha laboratuvarlarında bulunur. Ayrıca sadece bu testler üzerine çalışan özel klinikler ve laboratuvarlar da mevcuttur.
Örneğin kanda normal hastanelerde bakılan HIV antijen testinin pozitif çıktığı durumlara rastlanılmıştır. Ancak gerçek pozitiflik bu test ile bulunamaz. Bu test basit tepkimelere cevabın ortaya çıkması ile pozitiflik veren bir testtir. Bu sebeple HIV pozitif test sonucu bulunan bireylerin pozitifliğinin kanıtlanması maksadıyla PCR testi yapılan kliniklere ya da hastanelere kan örnekleri gönderilir. Eski testin doğruluk oranı % 60 civarındayken, PCR testinin doğruluk oranı % 99 hatta % 100’dür. Ayrıca normal testlerle HIV pozitifliğin saptanması bile 2 ayı bulabilmektedir. Çünkü tepkimeler bu süreden sonra ortaya çıkmaya başlayabilmektedir. Ancak PCR testinde böyle bir durum söz konusu değildir. Sadece 9- 11 gün süre sonra kan ve diğer vücut sıvıları örneklerinde HIV virüsünün pozitifliği saptanabilir. Çünkü virüs artıkları değil virüsün kendi bünyesindeki RNA varlığının saptanması şeklinde uygulanan bir yöntemdir. Örnek olarak HIV virüsünü tercih etmemin nedeni en çok bu virüs üzerinde PCR testinin yapılmasıdır. Evlilik dışı ilişkilerin günümüzde giderek yaygınlaşması ve şüpheli ilişkiler sonucunda insanların test yaptırmak için başvurması sonucunda bu testin kullanımı artmıştır. Bunların haricinde yeni bir DNA ve RNA yapısına sahip virüsün otaya çıkması durumunda bu hastalığın dönemsel teşhisinde kullanılmaktadır.
PCR testinin diğer en çok kullanılan alanı olan Genetik Fizyolojide genel maksat kalıtımın kanıtlanması ve akrabalık bağlarının analizinin yapılabilmesidir. Bu alanda birçok bilim dalı ve alt bilim dallarına yardımcı olmaktadır. Bunlar Arkeoloji, Antropoloji gibi dallardır. Bulunan örneklerin biyolojik analizinde kullanılmaktadır. O zamanlarda yaşayan insanların yapısal özellikleri hakkında bilgi vermenin haricinde, DNA ve RNA yapısı olarak günümüze gelen gelişimin saptanmasına da yardımcı olmaktadır. Antropoloji için ise kökenlerin saptanabilmesi için kullanılmaktadır bunun günümüzde en yaygın duyulduğu alan, Japonlar Türkmüş gibi söylemlerdir. Bu tip söylemlerin araştırılması ve akrabalık bağlarının saptanarak kökenlerinin belirlenmesinin sağlanması topluluk normları açısından önem taşımaktadır. Günümüz dünya düzeninde aynı kökenden gelen toplulukların birbirlerine ülkesel bağlamda bile daha yakın olduğu görülmektedir. Buna Azerbaycan ile Türkiye’yi örnek gösterebiliriz.
Bilim dallarına yardımcı olmanın yanında halk arasında babalık testi olarak adlandırılan ve ebeveynlerin tespiti amacıyla kullanılan testte de sıklıkla PCR yöntemi kullanılmaktadır. Daha önceleri bu test bir hekim heyetinin karşısına baba ile çocuğun çıkarılarak benzerliklerin saptanması yoluyla uygulanmaktaydı. Bu yöntem çok doğru gibi görünmese de uygulanabilecek tek yöntemdi. Zaman içerisinde gelişen teknolojiyle DNA ile taşınan kalıntılar tespit edildi. Bu sayede kolaylıkla % 99.9’lara varan doğrulukta babalık testi yapılabilmektedir.