Sadece Sızma Zeytinyağı ve Gerçek Tereyağı Kullanalım
Birçok tıp doktoru, insanları yağ tüketimi konusunda bilinçli veya bilinçsiz olarak yanıltmaktadır. Kimisi bir trans yağ olan margarin tavsiyesi yaparken, kimisi ayçiçeği yağı, mısırözü yağı, fındık yağı, soya yağı, kanola yağı gibi yağları almalarında bir sıkıntı olmadığını salık vermektedir. Çoğu diyetisyen besin programı hazırlarken aynı yönteme başvurmaktadır. Ancak yapılan araştırmalar göstermiştir ki bu şekilde yıllarca uygulanan yanlış yağ tüketimi birçok kronik hastalığa neden olmaktadır.
Vücudumuzun İhtiyacı Olan Yağlar Değil, Yağların Bileşeni Olan Yağ Asitleridir.
Yağlar yağ asitlerinden oluşur. Vücudumuz işlevini devam ettirebilmek için enerji almaya mecburdur. Bunun içinde yağ asitlerine ihtiyaç duyar. Bunlar, Omega3 (Alfa-Linolenik Asit) ,omega6 (Linoleik Asit) ve omega9 (Oleik Asit) olmak üzere 3 grupta incelenir.
Omega9 yağ asidi vücut tarafından üretilebilir. Ancak omega3 ve omega6 yağ asitleri dışarıdan, besinler yoluyla vücuda muhakkak alınmalıdır.
Omega3 Yağ Asidi Omega6 Yağ Asidine Kıyasla Neden Daha Önemlidir?
Vücudumuzdaki hücreler hücre zarından, hücre zarı protein ve yağdan meydana gelir. Bu yağlar omega3 yağ asidi ve oleik yağ asitlerinden oluşur, tek tük omega6 içerse de baskın olan omega3’tür. Dolayısıyla vücut kendini yenileyebilmek için omega6’dan ziyade omega3 yağ asidine ihtiyaç duyar.
Omega3 Yağ Asidinin Hayati Faydaları Nelerdir?
1-HDL dediğimiz iyi kolesterolü yükseltirken, LDL dediğimiz kötü kolesterol seviyesini düşürür, ayrıca kalp hastalığının tetikleyicisi olan trigliserit yani kandaki yağ miktarı seviyesini düşürür ve kalp krizi riskini azaltır.
2-Diyabet hastalarında HDL miktarı düşük ve trigliserit seviyesi yüksek olduğu için omega3 yağ asidi şeker hastalığının gelişmesini engeller veya hastalığı geciktirir, şeker hastalarının direncini arttırır.
3-Beynin %60’ı yağdır. Bu yağın üçte biri omega3 yağ asitlerinden oluşur. Bu da beynin gelişim döneminde ve yaşam boyunca sinir hücrelerinin etkileşimi için şarttır.
4-Damar elastikiyetine zemin hazırlar ve hipertansiyon seviyesi de omega3 zenginliğine bağlı olarak düşer.
5-Eksikliğinde kanın pıhtılaşma oranı artar. Bu oran arttığı için pıhtıyla beraber beyin veya kalp damarı tıkanır, enfarktüs dediğimiz inme yani felç durumuna yol açar.
5-Depresyon ile yakından ilişkilidir, eksikliğinde şiddetli depresyon ve intihar etme eğiliminin arttığı tespit edilmiştir.
6-Hücre duvarlarını oluşturduğu için vücuttaki artık maddelere karşı hücreler kuvvetli direnç gösterir ve kanser riski azalır.
7-Kemiklerin sağlığı ve güçlenmesi için şarttır.
Hangi Yağ Asitleri Hangi Besin Ve Yağlarda Bulunur?
Omega3 Yağ Asidi: Ağırlıklı olarak balık, ceviz, keten tohumu ve bunların yağlarında. Ayrıca hakiki tereyağında mevcuttur.
Omega6 Yağ Asidi: Ağırlıklı olarak ayçiçeği yağı, mısırözü yağı, soya yağı, susam yağında bulunur.
Omega9 Yağ Asidi: Vücut tarafından üretildiği gibi zeytinyağında da mevcuttur.
Omega6 Yağ Asidi Neden Yoğun Olarak Bulunduğu Yağlardan Değil de Zeytinyağından Alınmalıdır?
Vücutta omega3 ve omega6 yağ asitleri aynı enzimleri kullanırlar. Bu nedenle Ayçiçeği, mısırözü, soya yağı gibi yağlardan aldığımız omega6 oranı yüksektir ve bu yükseklik omega3 yağ asitlerinin vücudumuz tarafından kullanılamaz hale gelmesine ve vücuttan atılmasına neden olur.
Eğer omega6 zeytinyağından alınırsa, omega3 yağ asitlerinin enzimleri vücut tarafından kullanılabilir, çünkü zeytinyağının bu enzimler üzerinde hiçbir olumsuz etkisi yoktur.
Aynı zamanda zeytinyağının içeriğinde bulunan omega6 yani linoleik asit oranı ortalama %8 civarındadır ve bu oran vücudun ihtiyacı olan ve alması gereken miktarı karşılamaktadır. Böylece bedenimiz için vazgeçilmez ve hayati önem taşıyan omega3 yağ asidinin vücut tarafından kullanımı gerçekleşmektedir.
Ayrıca hakiki zeytinyağı dediğimiz sızma zeytinyağıdır, onun dışında riviera veya rafine zeytinyağı olarak adlandırılan yağlar, zeytinyağından ziyade içerisine sızma zeytinyağı karıştırılmış farklı yağlardır. Zeytinyağı değildir.
Tereyağı Neden Önemlidir?
Tereyağının içerisinde, temel ihtiyacımız olan omega3 yağ asidi ve oleik asit mevcuttur. Bu iki yağ asidi de hücrenin temel yapısını oluşturur.
Tereyağının kuvvetli antioksidan özelliği vardır. Antioksidanlar vücudumuzdaki serbest radikalleri yani zararlı maddeleri etkisiz hale getirir ve vücudu yeniden onarır.
Hangi Tereyağı?
Elbette ki tereyağı bir tanedir ve sütten elde edilir. Çayırlarda, meralarda, açık alanlarda ot yiyen hayvanlardan elde edilen sütten yapılmış tereyağı omega3 içermektedir, çünkü yeşil bitkiler omega3 deposudur. Gerçek tereyağı budur.
Onun dışında marketlerde açık veya paketle satılan tereyağları; ya içerisine çeşitli katkı maddeleri konularak tereyağı görünümü verilmiş, ya da ot veya yeşillik yerine kapalı alanlarda, yapay gıdalarla, fabrika ve tahıl artıkları, GDO ile üretilmiş yemlerle beslenmiş hayvanların sütünden elde edilmiş yağlardır. Bu yağlar damar sertliğine neden olan doymuş yağ asitlerini bolca barındırırlar dolayısıyla sağlık açısından fayda yerine tıpkı margarin gibi zarar verirler.
Margarin Yemek Zehir Yemekle Eşdeğer
Margarin zehirdir. Çünkü doğadan elde edilmemiştir, sunidir. Sadece, doymamış yağ asitlerine hidrojen yüklemesi yapılmasıyla elde edilmez, bununla birlikte su veya yağsız sütle beraber başka katı yağlar da eklenir ve yenilebilir hale gelmesi için içerisine çeşitli katkı maddeleri konularak, tamamen yapay olarak elde edilmiş bir doymuş yağa dönüştürülür. Bu nedenle margarin gerçek ve etkili bir zehirdir.
