Şizofreni kişinin çevre ile ilişkilerinden ve gerçeklerden uzak bir şekilde kendi dünyasında yaşadığı , genellikle genç yaşta başlayan bir ruhsal hastalıktır. Bir diğer tanıma göre beyin yapısında bazı farklılıkların ortaya çıkmasıyla oluşan bir beyin hastalığıdır . Bu hastalık toplumda yaygın bir hastalıktır . 100 kişiden en az 1 kişide görülmektedir.
Beyinde bulunan sinir hücreleri birbiriyle bağlı olup iletişim kurmamızı sağlar. Bu iletişimin sağlanabilmesi için sinir hücreleri kimyasal maddeler salgılar. Sinir hücreleri arasında bu iletişimin sağlanamaması şizofreni nedenlerindendir . Bunun sonucunda kişinin davranışlarında ve konuşmalarında farklılık görülür.
Şizofreni nedenleri arasında genetik faktörlerde gösterilmektedir . Annesi veya babası şizofreni hastası olan bir kişinin şizofreni olma olasılığı %15’tir.
Çevresel bazı etkenler de hastalığın ortaya çıkmasını tetikler. Stresli bir yaşam nasıl birçok hastalığı etkiliyor ise şizofreni hastalığı için de aynı durum söz konusudur .
Şizofreni hastaları dış dünyaya farklı ve karışık bakarlar . Bundan dolayı hastalarda heyecan ve korku çoktur . Bunun sonucunda normal olmayan davranışlar sergilerler . Şizofreni hastalığının aktif ve pasif dönemleri vardır .
– Halsizlik ve isteksiz olma .
– Küçük şeyleri sorun edip çabuk sinirlenme .
– Çevrenden ve yakın ilişkilerden uzaklaşmaya başlama .
– Duygulanmada azalma .
– Kendini ihmal etmek, kendine bakmama .
– Kötü alışkanlıklara başlama .
– Uyku sorunu .
Bu belirtilerin hepsi bir hastada olmaz. Her hastada farklı belirtiler olur.
– Hasta gerçekte olmayan sesler ve hayaller görmeye başlar .
– Garip davranış ve konuşmalar sergiler.
– Bazı hastalar uzun süre sessiz ve tepkisiz durabilir .
Şizofreni tedavisinde farklı yöntemler vardır . Genellikle antipsikotik ilaçlar kullanılır . Bunun dışında psikoterapiler ve psikososyal yaklaşımlar vardır .Hastalığın aktif döneminde hastanın hastanede tedavi görmesi gerekir . Hastaların çoğu tedaviden fayda görebilirler ama ileri derecede hastaların %30u ne tür tedavi yapılırsa yapılsın iyileşme göstermez .
– Hasta sürekli kontrol altında olup doktor ve sağlık ekipleriyle iletişim halinde olmalı.
– Düzenli bir yaşam sağlanmalı , uyku düzeni hasta için önemli olduğundan hergün aynı saatte uyuyup aynı saatte uyanmalı .
– Stresten uzak durulmalı , sigara ve içki gibi alışkanlıklar olmamalı . Bu tip alışkanlıklar ilaçların etkisini azaltır .
– Hasta kişi zamanı iyi değerlendirmeli , aktif bir yaşam içinde olmalı ve böylece günlük sorunları düşünmemelidir .
Bağışıklık Sistemi, vücudumuzun savunma fonksiyonlarını yerine getiren, oldukça spesifik ve karmaşık bir sistemdir. Bağışıklık sisteminin gelişmesi ve devamlılığının sağlanmasında gıdalarla…
Anoreksiya nervoza 'ya eşlik eden bozulmuş beden imajı çeşitli araçlarla değerlendirilebilir; bu araçlardan en sık kullanılan Yeme Bozuklukları Envanteri'dir. Anoreksik…
Hayvan Davranışlarının Psikolojik Temelleri; Bu gruplardan ilki; biyolojik alt yapılıdır ve genlerin kontrolünde içgüdüsel olarak gerçekleşir. Diğer grup ise; sonradan…
Alzheimer' in bilinen kesin bir iyileştirici tedavisi yoktur. Fakat doğru uygulanacak olan bir tedavi süreci ile hastalık büyük ölçüde kontrol…
Akciğer Kanseri, pulmoner kökenli heterojen bir grup kanserdir. Akciğer kanserinde temel amaç insanlar risk faktörlerinden (belirli mesleki maruziyetler yanında ilk…
Crohn hastalığının başlama yaşı genellikle 20- 30 yaşları arasındadır. Ancak crohn hastalığı aynı zamanda çocukluk döneminde de görülmektedir.
This website uses cookies.