Ebola Virüsü Hastalığı Nedir Belirtileri

Ebola Virüsü Hastalığı Nedir Belirtileri

Ebola hastalığı virüs kaynaklı hastalıklardan biridir. Ebola hastalığı literatürde ebola virüsü hastalığı ve ebola kanamalı hastalığı olarak da geçmektedir. Ebola, hastalığa neden olan virüsün  genel adı olmakla beraber bu virüsün  Reston Ebola Virüsü, Fildişi Kıyısı Ebola Virüsü, Sudan Ebola Virüsü, Zaire Ebola Virüsü ve  Bundibugyo Ebola Virüsü olarak tanımlanabilen beş çeşidi olduğu bilinmektedir. Reston Ebola Virüsü hariç diğer dört tür Afrika da görülürken Reston Ebola Virüsüne Çin Halk Cumhuriyeti ve Filipinlerde rastlanmış fakat bu hastalıklarda ölüm vakasına rastlanmamıştır. Tarihte ilk olarak 1976 yılında Afrika ülkelerinden Sudan ve Demokratik Kongo Cumhuriyetinde görülen bu hastalık adını vakanın görüldüğü bölgeden geçen Ebola Nehrinden almıştır.

Hastalığa yakalanan ve hastalık sonucu ölen kişilerin sayılarına göre bu hastalığın öldürücü olma oranı % 88 olup, bu yüzden  dünya üzerinde öldürücü riski en fazla olan hastalıklardan biridir. Ebola hastalığı çok tehlikeli olmakla beraber bulaşıcı da bir hastalıktır. Virüs kan yolu  ve idrar, dışkı, tükürük v.b vücut sıvıları  ile bulaşmaktadır. Bu yüzden hijyen bu hastalığın salgına dönüşmemesi için oldukça önemlidir. Bu yüzden ebola Afrika kıtası ile özdeşleşmiş ve genel olarak Afrika da görülen ebola vakaları salgına dönüşmektedir. Hastalığın solunum yolu ile bulaştığına dair ise herhangi bir kanıt mevcut değildir.

Ebola Virüsü Hastalığı Belirtileri

Ebola hastalık belirtileri ise virüsün bulaşması ile birlikte iki gün ile  üç hafta sonra ortaya çıkar bu süre virüsün kuluçka zamanı yani yayılıp çoğalması ile ilgilidir. Ateş, kusma, deri döküntüsü, boğaz ağrısı , kas ağrıları, ishal ebola hastalığının en temek belirtilerindendir.Virüsün yayılmasının hızlı olması  ile birlikte yukarıdaki belirtiler özellikle karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını aşırı derecede tahrip etmektedir.

Ebola Hastalığının Kaynağı

Ebola virüsünün konağı yani kaynağı günümüzde henüz keşfedilememiştir fakat yapılan çalışma ve araştırma sonuçlarına göre ebola virüsünün hayvanlardan insanlara geçtiği düşünülmektedir. Bunun nedeni ise ölmüş maymunlarda, antiloplarda, kirpilerde, yarasalarda ve şempanzelerde de ebola virüsüne rastlanılmış olmasıdır. Ebola virüsünün vücut sıvısı ile birlikte dış ortamda veya kuru bir madde ile birlikte birkaç gün canlılığını koruduğu bilinmektedir. Başka bir araştırmaya göre ise hastalığı atlatan ve iyileşen erkek bir hastanın menisinde 61 gün boyunca ebola virüsüne rastlanılmıştır. Bu araştırmalar sonucunda ebola virüsünün ne kadar bulaşıcı olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Ayrıca resmi olmayan raporlanmış verilere göre ebola virüsünün meyve yarasalarından insanlara bulaştığı da düşünülmektedir. Bunun nedeni ise yukarıda sayılan hayvanlara göre  meyve yarasası ile insan arasındaki  direk olmayan ilişkidir. Besin için meyveleri kullanan yarasalar ve bu meyveleri yiyen insanlar arasındaki ilişkidir.

Ebola Nedir Belirtileri ve Tedavisi

Hastalığın tanısı  yapılırken, benzer belirtileri olan kolera, tifo, tüberküloz gibi hastalıklar ile karıştırılmaması önemlidir. Ayrıca hastalar ile ilgilenen sağlık görevlileri de risk altında olduğundan gerekli enfeksiyonel önlemlerin alınması gereklidir. Bu şekilde hastalığının bulaştığı sağlık personelinin sayısının iki olduğu rapor edilmektedir.

Ebola virüsünün varlığı  genellikle son evre olan  ağır kanamalı durumlarında ortaya çıkmaktadır. Bu kanama göz, burun, rektum ve kulak gibi vücudun değişik yerlerinde olabilmektedir. Hastalığın temel belirtisi vücuttan dışarı kan akmasıdır. Çünkü diğer belirtiler zaman zaman önemsenmemektedir. Ebola virüsü taşıyan insanların, hastalığın ilerleyen zamanlarında ölüm nedeni ise çoklu organ yetmezliğidir. En çok zarar gören  başka bir ifade ile fonksiyonlarını yerine getiremeyen en önemli 2 organ ise böbrek ve karaciğerdir. Tabiki de diğer  organlar da fonksiyonlarını yerine getirememekte, bazı organlarımız ise büyük hasar görmektedir. Bu çoklu organ yetmezliğinin en önemli nedeni ise ebola virüsünün vücudumuzdaki beyaz kan hücrelerini (akyuvarları) öldürmesidir. Beyaz kan hücrelerinin insan vücudundaki görevi bağışıklık sistemini oluşturup, bağışıklık sistemini sağlam tutmaktır. Bağışıklık sistemi düşen insan ise ebola yanında diğer virüsler için de hastalık oluşturmaya uygun ortam haline gelmekte ve zaman içerisinde çoklu organ yetmezliği görülmektedir.

Ebola hastalığının ne kadar tehlikeli bir hastalık olduğu bir de Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından rapor edilen veriler ve bilgiler ışığında inceleyelim. Dünya Sağlık Örgütü ebola hastalığını 4. risk grubu patojen hastalık olarak  nitelendirmektedir. WHO tarafından  rapor edilen verilere göre 2014 yılına kadar ebola hastalığı  yüzünden ölenlerin sayısı 14 binin üzerindedir. Ebola hastalığı salgın olarak en son Gine, Liberya ve Sierra Leone Cumhuriyetlerinde görülmüştür. Ebola hastalığın Orta Afrika ülkelerinden sonra Batı Afrika ülkelerinde de yayılması dünyayı endişelendirmiştir.Bunun nedeni ise gerek ticari gerek  turizm faaliyetleri ile Batı Afrika ülkelerine yapılan seyahatlerin daha fazla olmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü ebola salgınının yaşandığı ülkeleri açıklayarak bu ülkelere gitmenin hayati riskleri olduğunu bildirmiş, o ülkelerden dönen vatandaşlara da rutin  kontrollerini yaptırmayı önermiştir.

Özellikle 2008 ve 2014 yıllarında yaşanan salgınlar sonrası bilim dünyası Dünya Sağlık Örgütünün ebola ile savaşta yetersiz kaldığını söylemektedir. WHO tarafından yürütülen bir proje kapsamında  ebola virüsüne karşı aşılar üretilip bu aşılar Fransa, Senegal ve İngiltere de gönüllüler üzerinde denenmiştir. EBOVAC 2 projesi kapsamında üretilen aşıların % 100 başarılı olduğu WHO tarafından belirtilmiştir. Daha sonra aşıların Gine de denendiği Gine Sağlık Bakanı tarafından belirtilmiştir fakat  son olarak 2014 yılında Gine de yaşanan ebola salgınında ölüm vakalarının sayısı oldukça fazla olmuştur. Bu gelişmeler üzerine Dünya Sağlık Örgütü ebola ile savaşta bir kez daha sınıfta kalmıştır. 2015  Eylül ayı itibari ile ebolaya karşı geliştirilmiş ve klinik olarak onaylanmış bir aşı bulunmamaktadır. Diğer bir ifade ile insanoğlu bu hastalığa karşı ilaç yolu ile henüz korunamamaktadır. Ebola virüsü ile  savaşmak için yapılan aşı geliştirme çalışmaları devam etmektedir.

Türkiye’de Ebola Virüsü Hastalığı

Ebola salgınının olduğu dönemlerde ABD ve Avrupa ülkelerinde havaalanlarında karantina merkezleri kurulup risk bölgesi ilan edilen ülkelerden gelen yolcular kontrollerden geçirilmektedir. Ülkemizde ise rapor edilmiş ebola vakasına rastlanılmamıştır, belirtileri ebola ile benzer olan hastalıklarda ebola şüphesi ile karantinaya alınan hastalar olsa da herhangi bir vakaya rastlanılmamıştır.

Tıp dünyasının ve bilimin bu kadar geliştiği günümüzde ebola hastalığına bir çare bulunamaması ebola virüsünün ne kadar tehlikeli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Afrika ülkelerindeki yoksulluk, bilinçsizlik ve dünya örgütlerinin Afrika ülkelerine duyduğu ilgisizlik bu vakanın salgınlara dönüşmesindeki  diğer nedenlerdendir. Virüsün konağının tam olarak belirlenememesi belirlense bile tamamen yok edilememesi gerçeği hastalığın devam edeceği gerçeğinin ilkidir. Sınır Tanımayan Doktorlar adlı  uluslar arası sivil toplum örgütünden 6 doktor 2014 yılında Gine yaşanan salgında gönüllü olarak görev yapmışlardır. Gözlemlerini görüşlerini  rapor haline getirdiklerinde virüsün salgın ile birlikte 1 ay gibi kısa bir sürede 341 kez mutasyona uğradığını dolayısıyla virüsten korunmak için olası bir aşının olmadığını belirtmişlerdir. Yine rapora göre salgının etkilerinin azaltılması için yapılması gereken tek şey Afrika ülkelerine ekonomik yardımlar yaparak onlara temiz içme suları, temiz gıdalar ve gerekli hijyen ortamını sağlamaktır. Bu 6 gönüllü doktor ne yazık ki raporlarını yayınladıktan kısa bir süre sonra ebola hastalığından dolayı ölmüşlerdir.

Dünya öyle ya da böyle bu  korkunç ebola virüsü ile baş etmeyi öğrenmek zorunda. Uçak yolculuklarının giderek popülerleştiği, uzakların sadece birkaç saat mesafesine geldiği günümüzde olası bir salgında tüm dünyanın etkilenmesi  olasılığı yüksek bir durumdur çünkü hastalık oldukça bulaşıcı ve virüsün insan vücudundaki kuluçka süresi oldukça  fazladır.

Tags: , , , , ,

Bir cevap

  1. […] olarak 2 salgınla ortaya çıkmıştır. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde görülen salgını Ebola Nehri yakınındaki bir köyde meydana gelmiş, bu nedenle de hastalığa Ebola ismi verilmiştir. […]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.