Kapalı Kalp Ameliyatı
Kapalı kalp ameliyatı kalp akciğer makinesine gerek duyulmadan gerçekleştirilen ameliyat yöntemidir. Bu işlemin açık kalp ameliyatından farklı yanı göğüs kemiğinin kesilmesine ve önden göğüsün deri ve kas tabakasının açılmasına gerek olmamasıdır. Böylece estetik açıdan kaygı duyan hastaların tercih sebebi olmaktadır. Ameliyat sonrası gerçekleşebilecek enfeksiyon riski ve komplikasyonlar bu cerrahi yöntem ile en aza inmektedir. Taburculuk süresi kısalıp iyileşme hızı artmaktadır. Hastanın ameliyat sonrasında kesi alanı ne kadar az olursa iyileşme de aynı oranda hızlı gerçekleşir. Amaç travmaya maruz kalan vücut yüzey alanını küçülterek beden imajını korumak ve operasyon sonrası riskleri en aza indirmek. Kapalı kalp ameliyatı laparoskopik işlemle hastanın kalbe yakın bölgelerinden meme altı ve koltuk altından iki giriş yapılarak gerçekleştirilmektedir. Bu giriş yerleri doktorun işlem sırasındaki uygulama yapacağı bölgeye göre değişiklik göstermektedir. Yarım santimetre genişliğindeki ucunda kamera olan bir çubuk ile görüntüleme elde edilmektedir. Diğer kesi alanından işlemi yapacak olan laparoskopik invaziv boru girmektedir. Çok nadiren bazı vakalarda ameliyat istenildiği şekilde ilerleyemediği zaman açık kalp ameliyatına dönüş yapılabilmektedir. Kapalı kalp ameliyatı kalp damar cerrahisinin üzerinde önemle durduğu ve giderek geliştirmek adına daha fazla vakaya yer verdiği bir ameliyattır. Kullanılan yöntem Avrupa’dan ve Amerika’dan sonra Türkiye’de de uygulanmaya başlanmış olup başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Mitral ve triküspit kapak tamirinde rahatlıkla tercih edilebilmektedir. Kapalı kalp ameliyatını yapacak olan uzman hekimin tecrübesi ve el alışkanlığını kazanmış olması ameliyatın komplikasyonsuz geçmesinde bir etkendir.