Disleksi

Disleksi

Disleksi yunancada “kelimeler ile ilgili bozukluk” demektir. Disleksi bir hastalık değil, nörolojik bir bozukluktur. Travma sonrası ya da genetik olabileceği gibi doğum öncesi, doğum sırasında ve sonrasında da olabilir. Bir öğrenme bozukluğu olan disleksi fenom adı denilen dil birimlerinin (fenom; en küçük söz ve düşünce birimidir) birbirine karıştırılmasıdır. Bu öğrenme bozukluğu ne kadar erken fark edilirse önlenmede o kadar başarılı olunur.

Disleksi

Dil ve hafızayla ilgili işlevlerin beynimizin sol lobunda gerçekleştiğini biliyoruz. Disleksi olan insanlar beyinlerinin beyinlerinin sol lobunu kullanmakta zorluk çekerler. İlk olarak 1896 yılında W. Pringle Morgan disleksiyle ilgili bulgularını “British Medical Journal” de yayımlamıştır. İlk önce bu patolojik bozukluğun görmeyle ilgili olduğu düşünülmüş ama yapılan araştırmalar sonrasında böyle olmadığı anlaşılmıştır. J.P. Das, disleksiyi açıklamakta biliçsel süreçlerin önemine dikkat çekmiştir. Harf tanıma, heceleri birleştirme “eş zamanlı” bilişsel işlevdir. Harflerin bir hece yada kelimedeki sıralamasını fark etmek “ardıl bilişsel” işlev gerektirir. Disleksi olan insanlar bu işlevlerde takılırlar. Bilindiği üzere disleksinin en belirgin özellikleri harflerin ve kelimelerin karıştırılmasıdır.

Disleksi Türkiye’de ne sıklıkla görülüyor diye bakacak olursak %5-7 arasında olduğunu görürüz. Bu öğrenme bozukluğu olan insanların düşük zeka seviyesine sahip olduğu görüşü yine yapılan araştırmalarda çürütülmüştür. Dileksi olan insanlar orta veya üstün zekaya sahiptir. Hatta Leonardo Da Vinci, Albert Einstein, Tom Cruise, Walt Disney, Bill Gates gibi ünlü dahi insanların disleksi olduğu ve normal insanlardan en az iki kat daha geniş hayal gücüne sahip olduğu bilinmektedir. Eğer hala sağ ve solunuzu ayırırken şaşırıyor, yüksek sesle okumakta zorlanıyor, telefonda birinden aldığınız notu diğer bir kişiye aktarırken zorlanıyor, kafanızda hesap yapmakta güçlük çekiyorsanız yetişkin bir disleksi olma ihtimaliniz yüksektir. Ayrıca disleksi hastaları yazım ve imla kullanımında zayıftırlar. Ayları peş peşe sıralarken yada tersten sayarken zorluk çekerler. Örneğin 39, 95 gibi otobüs numaralarını akıllarında tutmakta iyi değillerdir. Yada çocukken çarpım tablosunu öğrenirken zorlanmışlardır.b-d-p, m-n , h-y gibi harfleri birbirine karıştırırlar. Disleksi sahibi çocuklara verilen eğitim şekli diğer çocuklardan farklı olarak amaç direk bilgiyi vermek değil, o bilgiyi bulmasını sağlamaya çalışmaktır. Öğretmenin görevi istenilen davranışı yada bilgiyi kazandırmada disleksi olan çocuğa yardım etmektir. Maalesef disleksi ömür boyu sürer, fakat erken fark edip eğitimine başlanmanın disleksiyi büyük oranda düzelttiği de bilinmektedir.

Tags:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.