Enfeksiyon Hastalığı ve Enfeksiyon Zinciri Nedir

Enfeksiyon Hastalığı ve Enfeksiyon Zinciri Nedir

Enfeksiyon hastalığı; enfeksiyon etkeninin herhangi bir yoldan insan vücuduna girerek yaptığı lokal veya genel yerleşim sonucu, kendisi veya metabolizma artıkları ile oluşturdukları patolojik (hastalık yapıcı) belirtilerle tanımlanan ve özel koşullar sağlandığında insandan insana bulaşma özelliği gösteren hastalıklardır.

İnkülasyon = Kuluçka süresi: Bulaşıcı hastalık etkenleri vücuda girdikleri anda hastalığa ait belirtiler görülmez. Hastalık belirtilerinin ortaya çıkması için etkenin üreyip çoğalacağı bir süre gereklidir. İşte hastalık etkenin vücuda giriş anından hastalık belirtilerinin görülmeye başlandığı zamana kadar olan süreye kuluçka süresi denir.

Mikroorganizma ile insan arasında dengeyi sağlayan etmenler;

  1. Etkenin enfektinitesi (yani organizmaya yerleşme ve üreme gücü)

2) Enfeksiyon dozu (hastalandırabilmek için gerekli en az mikroorganizma sayısı), Genel kural: mikroorganizmanın sayısı arttıkça hastalanma olasılığı da artar.

3) Konağın direnci

 

Bir enfeksiyonun oluşumu için bazı aşamalar gereklidir. Bu aşamalar enfeksiyon zinciri olarak adlandırılır. Enfeksiyon hastalıkları enfeksiyon kaynağı, sağlam kişi ve bulaşma yolunun oluşturduğu bir enfeksiyon zinciri sonucu ortaya çıkar.

Enfeksiyon zincirinin aşamaları daha detaylı olarak aşağıdaki şekilde incelenebilir:

  •  Etken
  • Kaynağa giriş yolları
  • Kaynak(rezervuar)
  • Kaynaktan çıkış yolları
  • Yeni konakçıya taşınma(bulaşma yolları)
  • Etkenin yeni konakçıya giriş yolları
  • Yeni konakçının hassasiyeti-direnci

ETKEN: Enfeksiyon hastalığının oluşabilmesi için en önemli faktör patojen mikroorganizmanın ortamda bulunmasıdır. Enfeksiyon etkenleri biyolojik etkenlerdir ve çok çeşitli sınıflara ayrılabilirler. Bunlar;

Metazoalar (Kancalı kurt,Şistozomiazis gibi),

Protozoalar (Malarya, Amipli Dizanteri gibi),

Bakteriler (Tifo,Tüberküloz, Pnömoni, Streptekoksik enfeksiyonlar gibi),

Mantarlar (Histoplasmozis gibi),

Riketsiyalar (Tifüs gibi),

Virüsler (Kızamık,Kızamıkçık,Kabakulak, Suçiçeği gibi)dir.

 

Etkenin Özellikleri

1-Etkenin kendisine ait özellikler;

Etkenin morfolojisi; büyüklüğü,şekli,yapısı

Etkenin tipi

Etkenin suşu

Etkenin hayat siklusu

Etkenin insan vücudu dışında sıcaklık, kuruluk, asidite, alkalinite, oksijen konsantrasyonu gibi çeşitli fiziksel koşullara direnci

2-Etkenin yerleşeceği konakçı ile ilgili özellikler;

a) Enfektivite; etkenin sağlam kişiye ulaşabilme,vücudunda yerleşebilme ve üreme yeteneğidir.

b) Patojenite; etkenin konakçı vücudunda progresif doku reaksiyonu meydana getirebilme özelliğidir. Enfeksiyon etkenlerinin patojenliği farklı düzeylerde olabilir. Patojenliği fazla olanlar arasında meningokok, çiçek virüsü sayılabilir.

Doğada rastlanan bakterilerin çoğu hiçbir hastalık yapmaz. Bunlara saprofit adı verilir. Patojen mikroorganizmaların oranı saprofitlere göre oldukça azdır. Ancak saprofitler uygun ortamı bulup organizmaya girerlerse patojenlik kazanabilirler. Örneğin;Koli basili insanların kalın bağırsağında bulunan sürekli bir saprofittir. Bununla birlikte Koli basilinin neden olabileceği Kolesistit, Piyelit, Sistit gibi hastalıklara yol açarak ağır sepsislere neden olabilir.

c) Virulans; etkenin meydana getirdiği hastalığın şiddetini gösterir. Bazı etkenlerin yaptığı enfeksiyonlar hafif bazılarınınki ise ağır şiddette olabilir.

d) Antijenite (immünojenite); etkenin konakta spesifik immün cevap oluşturabilme yeteneğidir. Diğer bir deyişle etkene karşı kişinin vücudunda antikor oluşmasıdır. Bazı etkenlerin meydana getirdiği hastalıklar sonucu kişiler genellikler hayat boyu veya daha kısa süre devam eden bağışıklık kazanırlar.

e) Toksijenite (yayılabilirlik,invazivite); bazı etkenlerin kendilerinin değil salgıladıkları veya yapılarında taşıdıkları zararlı maddeler (toksin) konakta patolojik değişiklikler yapar. Toksijenite etkeninin konakta toksin üreterek yayılma özelliğidir. Toksinler etken tarafından salgılanıyorsaegzotoksin ve etkenin yapısında varsa endotoksin(gram negatif bakteriler) adı verilir.

f) Tropizm; bir etkenin belirli bir organda yerleşme eğilimi göstermesidir.Örneğin Tüberküloz basili en çok akciğerlerde yetişir.

g) Transmisibilite; bir etkenin bir konaktan çıkıp diğerine geçme yeteneğidir.

h) Hücre dışı enzimler; bazı bakteriler toksik olmayan fakat enfeksiyon olayında önemli rol oynayan bazı enzimler üretirler.Bunlardan önemlileri;

Kollagenaz; kollajeni parçalama özelliği olan proteolitik bir enzimdir.Clostridium Perfringens tarafından salgılanır.

Koagülaz; Bu enzim çeşitli plazma faktörleri ile birlikte plazmayı pıhtılaştırır.Ayrıca Stafilakok lezyonlarının etrafında fibrin duvarlarının oluşmasına yardım ederek enfeksiyonun devamını sağlar.Stafilakokların yüzeylerine de fibrin depolayarak fagositozlarını ve fagositoz hücreleri tarafından parçalanmaları önler.

Hyalüronidaz; bağ dokusunun ana maddesi olan hyalüronik asidi parçalayan enzimdir. Böylece mikroorganizmaların dokularda yayılmasını kolaylaştırır. Stafilokok, Streptekok, Pnömokok ve Clostridiumlar tarafından salgılanır.

Hemolizin ve lökosidinler; birçok mikroorganizma bu maddeleri salgılar. Hemolizin eritrositleri, lökosidin lökositleri parçalar.

Streptokinaz(fibrinolizin); birçok hemolitik streptekok tarafından salgılanan proteolitik bir enzimdir. Plazminojenin plazmine çevrilmesini aktive eder. Böylece fibrin pıhtılarının erimesi sağlanmış olur. Bu enzim koagüle plazmayı eriterek streptekokların dokularda yayılmasına yardım eder.

Kaynağa giriş yolları

Etken çeşitli yollardan yeni konakçının vücuduna girebilir. Bu yollar şunlardır:

1) Solunum sistemi yoluyla: Bu yolla bulaşma hasta veya taşıyıcılarla direk temas (öpüşme gibi) veya enfekte damlacıkların solunan havaya karışması sonucu (damlacık enfeksiyonu) gelişebilir. Ayrıca kontamine tozların bu yolla solunması ile de hastalığın bulaşması söz konusudur. Çeşitli koşullar damlacık enfeksiyonunun bulaşmasını kolaylaştırır. Bunlar; uygun olmayan konut koşulları, beslenme bozuklukları, sigara içme, alkol ve uyuşturucu kullanma, vücut direncinin zayıf olduğu durumlardır.

2) Sindirim sistemi yoluyla; Besinler, içecekler, kontamine eller ve tırnaklar aracılığıyla bulaşmanın sindirim yoluyla gerçekleşmesidir. Sindirim sistemi ile bulaşan hastalıklardan bazıları; tifo, paratifo, kolera, amipli ve basilli dizanteri, poliomyelit, şarbon, hepatit-A, brusellozis, gıda zehirlenmeleridir.

Sindirim sistemi ile bulaşmayı kolaylaştıran faktörlerden bazıları;yetersiz kişisel temizlik, olumsuz çevre koşulları, aşı ile korunulabilecek hastalıklarda bağışıklanmanın sağlanmamasıdır.

3) Temas yoluyla bulaşma; Bu yolla bulaşma deri ve mukoza yoluyla olur.Bulaşma direkt temas,cinsel temas,travma,enjeksiyon ile olmaktadır. Genellikle sağlam deriden bir çok etken giremez.Derideki travmalar, yaralar ve hijyenik kurallara uyulmaması gibi durumlar bu tür bulaşmayı kolaylastıran faktörlerdir. Sağlam deri ile bulaşan hastalıklara; impetigo,erizipel,çiçek,uyuz,lepra,pedikülozis örnek verilebilir.

Yaralı deri ile bulaşan hastalıklara; tetanos,gazlı gangren, kuduz, şarbon,

Genital mukoza ile bulaşan hastalıklara; sifilis,gonore,AIDS örnek verilebilir.

Göz mukozası yoluyla bulaşan hastalıklara trohom,mevsimsel konjuktivit örnek verilebilir.

4) Vektörler aracılığıyla bulaşma; Bazı enfeksiyon etkenleri hastalık oluşturacakları konakçılara bazı aracılarla girerler.Bu aracılara vektör denir. Vektörler biyolojik yada mekanik yolla etkenin kaynağa girmesine neden olabilirler.

Örneğin; karasineklerin tifo etkenini dışkılara konarak ayaklarına alması,sağlam rezervuarın besinleri üzerine bırakarak ve rezervuarın bu besinleri yıkamadan yemesi ile bulaştırması mekanik yol, sıtma etkeninin sivrisinekler tarafından alınarak sivrisineğin vücudunda evrimini tamamlayıp insanı ısırması sonucu insana bulaştırması ise biyolojik yoldur.

Diğer biyolojik vektörlerden bazıları pireler keneler ve bitlerdir.Mekanik vektörlere ise enjektörler iğneler cerrahi aletler serum plazma gibi maddeler örnek verilebilir.

Enfeksiyon Kaynağı (Rezervuar, Konakçı, Host)

Enfeksiyon etkeninin girip yerleştiği, çoğalıp canlı veya cansız araçlara kaynak denir.

Canlı kaynaklar insan ve hayvanlardır.

Cansız kaynaklar ise toprak ve diğer cansız araçlar olabilir.

  • Özellikle vücut direnci azalmış; kronik hastalığı bulunanlar, dengesiz beslenen, aşırı yorgun, alkol ve sigara bağımlılığı olanlar ile bağışıklık sistemi zayıf olanlar, mikroorganizmalar için uygun konakçıdırlar

Enfeksiyonun Vücuda Yayılması

Mikroorganizmalar vücutta yayılması için kan,lenf ve sinir yollarından yararlanırlar.

Kan yoluyla yayılma: kan plazması bakteriler için uygun bir besi yeridir. Ancak plazma içeriğindeki immün savaşım etkisiyle üremelerine olanak vermez. Ancak enfeksiyon etkeninin taşınmasında oldukça önemli role sahiptir. Bazı durumlarda mikroorganizmalar yerleşip üredikleri yerden sürekli olarak kana geçebilirler. Mikroorganizmaların kanda üremesi prognozu kötü bir tablo oluşturur.Bunaseptisemi denir.

Lenf yoluyla yayılma; kan ve lenf yolu birçok mikroorganizma için  birleşik bir yayılma yoludur.Etken ya doğrudan lenf kanalına girer ve burada hastalık meydana getirir (lenfajit gibi) yada lenf yolundan kana karışarak genel bir hastalık yapar.

Sinir sistemi yoluyla yayılma; sinir sistemi yoluyla yayılan mikroorganizmalar  ve toksinlerine nörotrop adı verilmektedir. Nörotrop mikroorganizmaların çoğunu virüsler oluşturur (Örneğin kuduz,herpes,polio virüsleri gibi,Botulism ve tetanos toksinleri gibi). Bu mikroorganizmalar sinir boyunca ilerleyerek beyin ve omuriliğe kadar uzanırlar ve yıkıntılarını orada yaparlar.

Tags: , , , , ,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.