Kendimi Nasıl Affederim ve Hayattan Keyif Almaya Başlarım?

Kendini affetme, kişinin yaptığı hatalar ve seçimler sonucu büyük bedeller ödemek zorunda kaldığı bir durum için kendisi ile barışması ile ilgilidir. Genellikle işleri nasıl bu kadar batırmayı becerip de böyle bir duruma düştüğümüzü merak ederiz.

Yapılan şeyleri her zaman telafi etmek mümkün olmayabilir. Yaptığımız şeyler de her zaman bizi tanımlamayabilir veya bize yakışmayabilir. Aynı şekilde kimi durumlarda karşı tarafın yaptığı şeyler de o kişiyi tanımlamaya yeterli olmayabilir. İnsanlar diğerlerinin yaptığı hataları, kendi hatalarına kıyasla çok daha kolay affediyor. Kendi davranışlarımızı ince eleyip sık dokuma dürtümüz bazen oldukça acımasız olabiliyor.

“İyileşmek için yaranın sebebini bulmalı ve ona bir öpücük kondurmalısın.”

Kendini Affetmek Neden Önemli?

Birini veya bir şeyi affetmek stresi azaltıyor ve bunun sonucunda depresyon veya anksiyete gibi ruhsal sağlık sorunlarına karşı direncimizi arttırıyor. Aynı zamanda öfke seviyemizi azalttığından ve kalp sağlığımıza katkıda bulunduğundan fiziksel sağlığımız için de çok önemli.

İnsan kendisini affetmeyi başardığında depresyon ve anksiyete gibi yaygın sorunlara karşı direnç kazandığı gibi genel anlamda sağlığı için de olumlu bir şey yapmış oluyor.

Kendimizi veya diğerlerini affetmeyi beceremezsek sürekli olarak endişelenir ve kendimizi bir kargaşaya sürükleriz.

Hepimiz hayatlarımızda yaşadığımız acı dersler sonucunda yeni şeyler öğrendik. Eğer bu gibi konuları kendimizi affederek atlatamazsak sadece kendimize zarar vermeye başlarız. Bu zarar küçük şeyler ile başlayıp, sonunda çok ciddi sorunlara dönüşebilir. Kimi zamanlar bir hata yaptığımızın farkında bile olmayız. Sadece yaptığımız şeyi niye yaptığımıza odaklanırız.

İnsanın kendini affetmesinin birçok faydası var. Her şey bir yana, insanın kendinden nefret etmesinin kişinin kendisine zaten hiçbir yararı yok. Kendine sormanız gereken ilk soru ise, “Neden yanlış olanı yaptım?” olmalı.

Bir hata yapmanın kim olduğunla veya kime dönüşüyor olduğunla bir ilgisi yok. Bu kendi öz değerlerinin bir yansıması da değil.

Hepimiz insanız ve hepimiz hata yaparız. Hepimiz yaptığımız hataları da farklı sebeplerden ötürü yaparız. Buradaki önemli olan şey ise seni hata yapmaya iten sebep. Yaptığın hatanın sebebini keşfettiğinde, gerçeğe de ulaşırsın. İşin neden bu aşamalara geldiğini fark eder ve benzer bir şeyle karşılaştığında aynı davranışı sergileyip, sergilememe gibi önemli bir karar alırsın.

İçinde Kopan Fırtınaları Kabullen

Kimi zaman içimizde kopan fırtınaları kabul ettiğimizde sevdiğimiz kişilere karşı daha şeffaf bir yapıya bürünürüz. Bu da kendimiz ve hayatımız ile ilgili karşı tarafa kendimizi açmamıza yardımcı olur. Mükemmel biri olmadığımızı kabul ettiğimizde karşı taraf bizimle daha kolay bağ kurar ve bu da bizi daha güçlü kılar.

Affedersin” demek sorumluluğu kabul etmektir. “Affedersin ve bunu telafi edeceğim” demek harika bir başlangıçtır. Bu her şeyin kusursuz olacağı anlamına gelmez. Bu yapılan hatayı telafi etmek için kolları sıvayacağın anlamına gelir.

İçinde kopan fırtınaları kabullenmek, artık kendine ve diğerlerine karşı her şey mükemmelmiş gibi davranmayı bırakacağın anlamına gelir. Bu sayede diğer insanlara, kendin ve inandığın şeyler için harekete geçmeye hazır olduğunu gösterirsin. Yani yaralarını sarmaya başlarsın.

Amaç mı?

Seni kemiren bu duygulardan kurtulmak.

İçinde kopan fırtınaları dindirmeye çalışmak, bilmeden yaptığın veya o esnada yapılması (ya da yapılmaması) gereken şeyin o olduğuna karar verdiğin eylemlerin için kendini affetmektir. Hataların ve eksikliklerin için kendini affetmektir. Ancak bu kesinlikle yaptığın şeyin sorumluluğundan kurtulduğun anlamına gelmiyor.

Bir hatayı tespit etmek, onu tekrarlayıp, tekrarlamamaya karar vermek ve sebep olduğun hasarı kabullenmek kendini affetme yolculuğunun bir parçası. Sürekli olarak kendini yıpratmaktan veya suçlamaktan vazgeç. Bunu yapmak kimi zaman çok zor olabilir ancak hayatına devam edebilmek ve sağlığını korumak için başarana kadar tekrar ve tekrar denemeye değer.

Sen Buna Değersin

Kendini affetme, üzüntü yerine hayatındaki neşeli şeylere odaklanman anlamına gelir. İçindeki fırtınaları bir kez dindirdiğinde yeniden hür bir şekilde yaşamaya hazır olursun. Pişmanlık hissetmek elbette üzüntülü bir süreç ancak bu hayatın boyunca üzgün kalacağın ve pişman olacağın anlamına gelmiyor.

Belki yanlış bir şey yaptığın için kendini affetmene gerek yok. Belki de doğru şeyi yaptığın için kendini affetmek zorundasın.

Belki bunun bir bedeli olacağını biliyordun ve sen bu bedeli doğru şeyi yaparak (veya yanlış şeyi yapmayarak) ödemeye istekliydin.

Kendimi Nasıl Affederim ve Hayatıma Devam Ederim?

Peki, nasıl kendine “kendimi affetmeyi nasıl başarabilirim?” gibi bir soru sormak zorunda kaldın?

Merhametli ol.

Kendine Merhamet Göstermek Kendini Affedebilmenin İlk Şartı

Kendine merhamet etmek, kendine, kendin hakkında söylediğin şeylere empati yapmayı öğretir. Bu, kendini sevebilmenin önemli bir parçası olduğu gibi neredeyse her şeyin de ilk şartıdır.

“Eğer kendimizi en yakın arkadaşımız olarak görebilmeyi başarırsak, kendimizle sevgi ve şefkatle konuşursak ve kendimizi önceliğimiz yapabilirsek, sonucunda kendimizin her şeye değer bir varlık olduğunu görebiliriz.”

Tek yapman gereken kendinle daha şefkatli, daha merhametli ve empati yaparak konuşmak. Çoğu zaman başkalarına karşı, kendimize olduğumuzdan daha anlayışlıyız. Eğer iç sesin bir konuda seni dara sokuyorsa kendine “Eğer bir başkası aynı konumda olsaydı ben ona ne derdim?” diye sor. Diğerlerine gösterdiğin anlayışın aynısını kendine de göstermeye çalış.

Duyduğun utanç iyileşmeye başladığının bir göstergesi. Gelecekte ne yapman gerektiği hakkında seni bilinçlendirir veya zor kararlar verdiğinde sonuçlarını kabul etmene yardımcı olur. Ancak radikal değişiklikler yapmak için utanç veya korku içinde yaşamana gerek yok. Hatta bunu istesen bile yapamazsın.

Suçluluk Duygusunu Geride Bırak

Suçluluk, bir sorunu düzeltmeye veya kendimizi geliştirmeye yardımcı olmak yerine ruhumuza işler. Bir anlığına da olsa kendimizle yüzleştiğimizde suçluluk hissedebiliriz ancak unutma ki, sen bir insansın ve merhamet gösterilmeye muhtaçsın.

Suçluluk, yapmamız gereken değişiklikleri görebilmek için harika bir duygu ancak bu duygudan kurtulmadığın sürece yapman gereken değişiklikleri asla gerçekleştiremezsin.

Suçluluk hissi affedilmeye veya sevilmeye değer biri olmadığını hissettirir. Hayatına devam etmeni ve en iyisi olma konusunda potansiyelini engeller.

Suçluluk yerine sevgiyi tercih ettiğinde, sadece başkalarını değil, kendini de sevmeyi başarmalısın. Ruh halin ne kadar çalkantılı olursa olsun, kendinin sevilmeye değer biri olduğunu kabullenmelisin çünkü her insan sevilmeye değer ve sen de bir istisna değilsin.

Suçluluk hissinin içindeki iyi duyguları öldürmesine izin vermemelisin. Suçluluk hissinin içindeki yaşama sevincini ve hayat enerjini emmesine izin vermemelisin. Suçluluk hissinin mutluluğunu da mahvetmesine izin vermemelisin.

Bırak gitsin.

Başkalarına Destek Ol

Açık yaralarını, her şeyi tam anlamıyla yoluna sokamayacağını bilsen bile daha iyi şeyler başarmak için sebepler ve hatırlatıcılar olarak kullan. Bunları yeni ve mutlu bir hayata başlamak için aldığın dersler olarak kabullen.

Aynı zamanda hem kendini affedebilir hem de başkalarına yardım edebilirsin. Bu sadece içindeki hayırseverle ilgili değil. Bu kendi seçimlerin ile ilgili. Yaşadığın şeylerden ders aldığın sürece her zaman daha iyi kararlar verebilirsin.

Etrafındaki yardıma ihtiyacı olan insanları fark et ve onlara yardımcı ol. Kendini yalnız hisseden bir arkadaşınla yürüyüşe çık. Sorunu olan diğer insanları dinle. Onlara, kendine yapmaya çalıştığın şey için yardım ediyor olacaksın: kendilerini affetme.

Rahatsız edici veya kötü bir durumla karşı karşıya kalan birine yardım ederken, kendine de yardımcı olduğunu fark edersin. Başkaları ile olan iletişimimiz aslında kendimizle olan iletişimimizden farklı değil. Başkalarının hatalarını veya başarısızlıklarını dinlerken onlara gösterdiğimiz merhamet, sevgi, şefkat, kendimize gösterdiğimizden çok daha fazla.

Artık neyi, nasıl yapman gerektiğini biliyorsun. Yapman gereken şey sadece başkalarına karşı gösterdiğin anlayış ve merhameti kendine de göstermek.

Kendi hayatını yeniden yoluna koymak için başkalarına destek ol. Başkalarına hayatlarını yoluna koymaları için yardımcı olurken, kendine de yardımcı olursun. Bunun her şeyi çok daha kolaylaştırdığı fark edeceksin.

Kendini Başkalarına Aç

Huzuru bulmak için kendini diğer insanlara aç. Hikayeni önemli yapan detayları ve görüşlerini paylaş. 

Şunları düşün. İnsanların senin hakkınızda neyi bilmelerini gerçekten istiyorsun? Bu, onların seni anlamasına ve kendini anlamanız konusunda sana yardım edebilmelerine yardımcı olacak. Bununla birlikte sırtında yük oluşturan şeylerden kurtulacak ve güçlü yönlerini fark etmeye başlayacaksın.

Bunları önüne çıkan herkesle paylaşmana gerek yok. Bunun yerine hayatında neler olup bittiğini bilen ve mevcut hisselerinden haberdar olan birkaç kişiyle paylaş. Başkalarına açılmak seni cesaretlendirip, güçlendirir ve her ne kadar her şeyi düzeltmeyecek de olsa bu sayede sorumluluk almaya başlarsın. Aynı zamanda diğer insanlar düşünce şeklimizdeki yanlış olabilecek şeyleri bize gösterebilir. Belki kendini suçlamak yerinde bir davranış, belki de yerinde değil ama her iki durumda da verimli bir hayat yaşaman imkansız.

“İnsan hem kendi davranışlarını çözümleyip hem de kendisini affedebilecek kadar güçlü bir varlıktır.”

Bu, kendini affetme sürecinde eş zamanlı olarak eylemlerini, diğerlerine karşı olan tutumunu ve daha birçok şeyi değiştirebileceğin anlamına gelir.

Bu, büyük bir değişim. Hem sorumluluğu kabul edebileceğin hem de hayatına devam edebileceğin anlamına gelir.

Hayatına devam ederken bazı insanların seninle aynı hızda ilerlemediğini fark edebilirsin. Henüz hazır olmayabilirler ama sen hayatında değişiklikler yapmaya devam ettikçe, şu an sahip olduğundan daha iyi bir hayata sahip olacaksın. Hatta şu an inanmak çok zor gelse bile yakın zamanda yeniden çok mutlu olacaksın.

Son Söz

Önüne bakıp ilerlemek güçlü olmayı gerektiriyor ama en azından artık şu an hissettiğin gereksiz acılara katlanmak zorunda kalmayacaksın. Kendinin her şeye değer bir varlık olduğunu fark ederek, hayatına keyif içinde devam edebilirsin.

Sürecin sonunda hala aklının köşesinde bazı şüpheler ve karanlık düşünceler olacak ama kendini ne kadar çok sevmeyi başarırsan hayattan da o kadar çok keyif alacaksın. Kendini kahkaha atarken bulacaksın. Kendi iç huzurunu bulmuş olacaksın. Kaybetmiş olsan bile içindeki sevgiyi hissedeceksin.

Sadece bir insan olduğunu fark ettiğinde kendini affetmeyi kabullenecek ve aldığın her kararın ve yaptığın her şeyin seni bir bütün yaptığını göreceksin.

Tags: ,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.